Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması kurumu, bir gerçek kişinin ruhsal veya ağır bedensel bir hastalığının varlığı ve bu durumun toplum için tehlike oluşturması akabinde kişinin ihtiyaç duyduğu kişisel korunmanın sağlanması için onun eğitimi ve ıslahı bakımından elverişili bir kuruma yerleştirilmesini düzenler.
Türk Medeni Kanunu’nun 432. maddesinde kısıtlama sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bu durumlar; akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır ve tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serseriliktir. İşbu madde uyarınca kişinin anayasada mevcut temel bir hakkının kısıtlanması söz konusu olduğundan belirtilen sebepler haricinde bir nedene dayanarak bir kimsenin özgürlüğünün koruma amacıyla kısıtlanması söz konusu olamayacaktır. Ayrıyeten bir kişinin özgürlüğünün koruma amacıyla kısıtlanabilmesi için talebin öznesi kişinin “ergin olması” gerekmektedir.
Elverişli Bir Kurumun Varlığı
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması için kişinin sevk edileceği kurumun kişinin ihtiyaç duyduğu tedavi, eğitim, ıslah yahut bakımı sağlamaya elverişli olması gerekmektedir. Elverişli bir kurumun mevcut olmaması halinde mahkeme tarafından yerleştirme kararı verilemeyeceği açıktır.
Kimler Kısıtlama Talebinde Bulunabilir?
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına karar verme yetkisi, vesayet makamına aittir. MK.m.397/II’ye uyarınca, vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesidir. O halde, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Nitekim, kısıtlama kararı verme yetkisi, kural olarak, kısıtlanacak kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine aittir. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, kısıtlanacak kişinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesi de kısıtlama kararı verebilir.
Kısıtlama Talebinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına karar verme yetkisi, vesayet makamına aittir. MK.m.397/II’ye uyarınca, vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesidir. O halde, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Nitekim, kısıtlama kararı verme yetkisi, kural olarak, kısıtlanacak kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine aittir. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, kısıtlanacak kişinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesi de kısıtlama kararı verebilir.